ALGÜL YENİ OTELİ LUGGA'YI AÇTI...
Ak Parti Bodrum İlçe eski başkanı, turizmci Yılmaz Algül'ün yaklaşık iki yıldır yapımı devam eden butik oteli "Lugga" düzenlenen törenle hizmete girdi.

Ortakent sahilinde denize sıfır konumda olan beş yıldızlı butik otelin önceki gün akşam saatlerinde gerçekleştirilen açılış törenine Bodrum Kaymakamı Dr. Mehmet Gödekmerdan, Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, İlçe Jandarma Komutan Vekili Yarbay Erol Ürküt, BODTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Serdar Kocadon, BODTO Meclis Başkanı İlhan Ersan, MHP İlçe Başkanı Asım Başaran, Bodrum Ak Parti teşkilatı eski ilçe başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, BODER Başkanı Halil Özyurt, Bodrum'un önde gelen turizmcileri ve işadamları katıldı.

Ev sahibi Yılmaz Algül açılışa katılan misafirlerini tek tek karşılayarak yakın ilgi gösterdi. Düzenlenen kokteylin ardından, 2 bin 500 yıl önce Hititlerin Muğla için kullandıkları 'LUGGA' ismini alan otelin kurdele kesme töreni gerçekleştirildi.

Dr. Mehmet Gödekmerdan, Mehmet Kocadon, Mahmut Serdar Kocadon ve Halil Özyurtla birlikte otelin açılış kurdelasını kesen Algül açılış merasimi sonrası gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Algül, Bodrum'a güzel bir tesis kazandırdıkları için mutlu olduğunu ifade ederek söyle konuştu;

"Tüm iş adamlarımızı, Bodrum'a güzel tesisler kazandırmaları için çalışmaya davet ediyorum. Bodrumumuzda da çıta gittikçe yükseliyor. Güzel oteller yapılıyor. Temennimiz Bodrum markasını daha üst seviyelere taşımak" dedi.

Otellerinin herşey dahil sisteminin dışında butik otel tarzında çalışacağını vurgulayan Algül, otellerinde 4 dublex, 1 rezidans ve 1 kral dairesi olmak üzere toplam 52 oda bulunduğunu belirtti.







LAGA LUGA

BABAyadigarı Cumhuriyetimizin başşehri,Yeni ANGORA da, malum nedenlerle hakettiği ilgi, alaka ve sevgiden uzak, üzgün yüzünü, şu sıralarda,ürkütülmemiş kurbağalarında yardımıyla aniden kotarılmış nezih otellerine paralel denebilecek mahkemenin yıkım kararlarıyla da gündeme gelen USULUK PARKI nda usulca ve usulünce hayata geçirilen,uzun yıllar direnmeye çalıştığı YAP,AÇ, İŞLET, SOOONA MAHKEME ET, ÖMRÜN YETERSE DE YIK, SOONA DA ÇIK ÇIKABİLİRSEN ÇIK İŞİN İÇİNDEN GARİ tarzı ilginç İMAR yöntemiyle gündemdeki yerini koruyan Kasabamızın,bu vesileyle bir kez daha kaybettiği ünvanıyla, en uzun sahilinin tam da denize sıfır bir mutena noktasında yüzyıllar sonra yeniden doğarken belki epeycene hayretlede olsa tekrar gülen yüzüyle HİTİT GÜNEŞİ nin sıcacık Atayadigarı Asaletine,Hepsi birbirinden yetkili olmasa da sonderecede etkili saygın neredeyse tamamı zaten hemşehri iştirakçileriyle, arka planda gözalan,tamamı olmasa da, en azından birkaç tanesi,samimi bir ALGÜLümVERGÜLüm umuduyla yerleştirilmiş olsa gerek çelenkleriyle, yöremiz tedarikçilerinin de yüzlerinin gülmesine, semaverleri ve mis gibi yaprak sarma dolu tencereleri,etoburların aklını başından alan, is veya sis gibi dumaneden mangallarıyla ve şakır şakır kuş şakımalarına ahenkle eşlik eden cıvıl cıvıl bebe sesleriyle denize sıfır olmaya gelerek kendi babalarının malı gibi yayıldıklarında,belki delik cepleri ancak gani gönülleriyle yabancı butik misafirlerimizle hemhal olarak ortama ruh katacakları aşikar ,Analarının ve hatta Babalarının AK sütü kadar HELAL mutluluklarına HALEL getirebilecek manasız bir sazanlıkla, LAGA LUGA yapmanın bu saatten sonra hiçbirimize bir faydası olmayacağı düşüncesi ve Kendim için de bir şey istemiyorsam namerdim itirafım eşliğinde ,havaalanı transferlerinin yanısıra belki birgün günümüzün BETON ve ATOM gibi metazori gerçekliklerinden artık biraz sıkılanları,eski AVM FUKARASI GUÇÇÜK EMME PEK YAHŞİ,insanlar ve canyoldaşları dört ayaklılar dışında,bırakınız zaten atılmasıyla aynı anlamdaki satılmasını,kira karşılığında veya bilabedel, hiçbirşeyin denize sıfır ya da esasen denizin hiçbir kimse ve resmi olanları hariç, hiçbir kuruluş için sıfır edilmediği, YAŞAMAK için ELZEM İNEKLER inin henüz yapılması elzem olmamış refüjlerinde dört tekerleklilere çarpılmadan, aheste beste otladığı kasabamızın kırk kırkbeş yıl önceki rüya gibi eski günlerini, çeşitli animasyonlar ve atraksiyonlarla adeta aynen canlandırıldığı,günübirlik turlara katılanlara biraz da gerçeküstü ve hayal mahsulü gibi gelebilecek,NOSTALJİ PARK ına transfer edilmelerinde ellerindeki mikrofonla kenardan eşlik ederken, o gün rüya gibi olduğu artık bugün apaçık ortada olan yahşi günlerini, yorgun dingin ve romantik sesleriyle ve aşkla anlatan ak saçlı,ak sakallı bir ayağı hep çukurda, altmışsekizli yıllarda araç bulamadığımız için gidemediğimiz MÜSGEBİ kadar uzak ve neredeyse el değmemiş sahilleriyle hafızamı emerek onyıl ötesini dahi göremememe yolaçan hala çok güzel olmakta ısrarla direnen aziz kasabamızın son yıllarında dehşetengiz bir artışla heryanını kaplayan neredeyse en eskisi geçen yıl üretilmiş, motor kapağının önünde içleri gıcıklayarak duran gümüş gibi ışıl ışıl parlayan sert ve dik amblemi,ulvi çıkarları uğruna,aymaz ve edepsiz Nazilere destek sağlamış olmasıyla nahoş olduğu kadar nehoş bir tesadüf eseri gibi yine altmışsekizli yılların çiçek çocuklarının, savaşmak yerine sevişmeye çağıran, canlarını kanlarını dökerek korumaya çalıştıkları BARIŞ amblemini çağrıştıran dört tekerleklileri sayarak, artık tek tek her biri her sabah tekrar doğması ve TEKBİRer günler olarak yaşandığı için ya da aslında hergün daha da azaldığı için daha da kıymetli hale gelen günlerini, esasen suya sabuna dokunmadan, her yapılana her dikilene ve hatta her kesilene, helal i hoş olsun diyerek biraz da boş bakarak, loş köşesinde vade doldurmaktan başkaca bir işe yaramayacakları aşikar görülerek hiç kaale alınmayan , USULUK parkına yürümek için mecburen ve manidar ancak manasız engellenme teşebbüslerine rağmen ve muhtemelen aslında hiç istemeden nezih otellerin içinden geçmek suretiyle, Parklarının hukuk mercii nin kararları çerçevesinde mahrecine iadesini arz ve talep etmeye gidenleri kıskanmaktan başka bir şey yapmayı göze alabilecek kadar karanfili bahçesinde mevcut olmayan, belki de aynı zamanda hemde aynı sebebten dolayı müteşebbis olmaktan nasibini alamamış,içli gazelini,çaresizce dışarıdan okumaktan gari sesi ve takati köhnemiş gazelcilerin,benim gibi iyice kocamışlarına, TURİSTİK MASALCI DEDE adıyla ihsas olunacak yeni bir işkolunda, bir ekmek çıkar naçizane ve naçar umuduyla, TÜM YAHŞİ YAPILAŞMALAR HALKIMIZA HAYIRLI UĞURLU OLSUN.